DEMOKRATK VATANDAŞ VE DEVLETİN ÖZELLİKLERİ VATANDAŞLIK PERFORMANS ÖDEVİ

DEMOKRATİK VATANDAŞIN ÖZELLİKLERİ
Bu özellikler ancak eğitimle kazandırılır.
DEMOKRATİK VATANDAŞ OLAMANIN GEREKLERİ
Etkin ve sorumlu: Demokratik tutum ve ilkeleri özümsemiş birey, devlete ve topluma olan sorumluluklarının bilincindedir. Demokrasi bilimcini kazanmış olanlar toplumlumdaki hak ihlallerine duyarlı olanlardır. Kendi haklarını, hiç tanımadığı insanların haklarını, hatta bu dünyayı paylaştığı diğer canlı türlerinin var olma haklarını korumak konusun da bir bilince erişmişlerdir. Örneğin uğradığı haksızlık nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hakkını arayanların etkin vatandaşlar olduğu söylenebilir. Sivil toplumlar aracılığıyla insanlar demokratik haklarını arar ve sahip çıkarlar, hak ihlallerini önleyebilirler, seslerini yöneticilere duyurabilirler, beklentilerini demokratik haklar çerçevesinde gerçekleştirebilirler.
Eşitlikçi:Eşitlik, herkesin aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması ve herkesin toplum içinde aynı fırsatlara sahip olması demektir.Ayrımcılığın bir kişi yada grubun, ırk , cinsiyet yada etnik kökenine dayanan bir yönü vardır.”o çocuk siyah”,”o kadın”,”o bir Çingene(roman)”nitelemeleri bir ayrımcılık ifadeleridir.
Sosyal Adaletçi:Toplumu oluşturan sosyal sınıflar arasında ki ekonomik uçurumlarım giderilmesi, ekonomik güç bakımından zayıf durumda olan sosyal sınıfların, diğer sosyal sınıflara karşı korunmasını anlatır.
Katılımcı Demokrasilerde katılımcılık, insanların tercihlerinin ve tercihlerde ki değişmenin siyasal karar verme sürecini etkileyebilmesidir.
Demokratik Davranış Biçimini İçselleştirmiş: Demokratik davranış biçimini içselleştirmiş kişiler paylaşımcıdır. Başkalarının da kendilerinin sahip olduğu haklara sahip olduğunu bilirler. Demokrasi, farklı yaşam biçimine sahip olanları barış içinde bir arada yaşamasıdır.
Farklılıklara saygılı: Demokratik bireyler farklılıkların doğal olduğunu, farklılıkların birlikte yaşamaya önemli katkılar sağladığını bilirler.
DEMOKRATİK DEVLET

Anayasamızın benimsediği “demokrasi” insan haklanıra saygılı, hürriyetçi, liberal, batı demokrasisi gibi adlarla anılan demokrasi türüdür. 

Bir devletin demokratik bir devlet sayılabilmesi için şu unsurları içinde barındırması gerekir:

1-Siyasal karar alma organları genel oya dayanan serbest seçimlerle oluşmalıdır.

2-Serbestçe örgütlenen siyasi partiler bulunmalıdır.

3-Bu partiler arasında eşit şartlarda yürüyen iktidar yarışması olmalıdır.

4-Vatandaşlara temel hak ve özgürlükleri tanınmış olmalı ve bu haklar hukuki güvence altında olmalıdır.

Hürriyetçi demokratik rejimlerin bazı vazgeçilmez özellikleri vardır:

1-Milli egemenlik ve demokratik devlet, 2-Serbest seçimler ve insan haklarına saygılı devlet 

1. MİLLİ EGEMENLİK VE DEMOKRATİK DEVLET

Anayasanın 6. maddesine göre;

a)Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. 

b)Türk Milleti, egemenliğini,Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

c)Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. 

d)Hiçbir kimse, veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

Anayasanın 6. maddesi milli egemenlik ile ilgili maddesinde tüm bu hususların var olması gerektiğini bildirmiştir.

2.SERBEST SEÇİMLER

Demokrasinin en basit tanımı, “Yöneticilerin tüm yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler yolu ile seçildikleri bir rejim” olur.

Anayasamızın 67. maddesi: “.... seçimler ve halk oylaması, serbest eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetimi ve denetimi altında yapılır.”

Seçim hürriyetinin güvence altına alınması için kabul edilen ilkeler şunlardır:

a)Genel oy: Bütün vatandaşların oy hakkına sahip olmasıdır.

Türkiye birinci ve ikinci Meşrutiyet döneminde servete bağlı ilkesini kullanmıştır. 

1924 yılında seçim kanununda yapılan değişiklikle erkekler için genel oy hakkı kabul edilmiş; 

1934 de bu hak kadınlara da tanınmıştır. Böylece 1934 yılından beri Türkiye de genel oy sistemi mevcut

olmuştur.

Genel oy sistemi, oy hakkına, yaş kısıtlılık veya özellik gösteren bazı görevlerde bulunma gibi makul sebeplerle sınırlamalar getirilmesine engel değildir. 

1982 Anayasası ilk şeklinde oy verme yaşı 21 iken Anayasada yapılan 1987 deki değişiklikle oy verme yaşı 20 ye, 1995 de yapılan değişiklikle 18 e indirilmiştir.

b)Eşit oy: Bu ilke her seçmenin bir tek oya sahip olduğu anlamına gelir. 

c)Seçimlerin serbestliği:Vatandaşların hiçbir zorlama ve baskı altında kalmadan oylarını kullanmalarını ifade eder. 

Ayrıca oy kullanmanın bir mecburiyet olmadığını ifade eder. Lakin ülkemizde genelde para cezası ile cezalandırılır oy kullanamayanlar. Bu nedenle seçimlerin serbestliği ilkesi zedelenmiştir.

d)Tek dereceli seçim:Seçmenlerin temsilcilerini doğrudan doğruya veya dolaylı seçmeleri bakımından, tek dereceli ve iki dereceli olarak ikiye ayrılır. 

Türkiye de 1946 yılına kadar seçmenler önce “ikinci seçmenle”i seçerdi daha sonra ikinci seçmenler temsilcileri seçerdi. 1946 yılından sonra tek dereceli seçime geçilmiştir. 

e)Oyun gizliliği: Seçmenin iradesini serbestçe kullanabilmesi için en önemli ilkelerden biridir. 1950 yılından sonra Türkiye de uygulanmaya başlanmıştır.

f)Açık sayım döküm:Oyların sayım ve dökümünün kamuya açık olarak yapılmasına denir. Seçmenin iradesinin sonradan değiştirilmesini engeller. 1950 yılında Türkiye'de de kabul edilmiştir.

g) Seçimlerin Yargı Organlarının Yönetim ve Denetiminde Yapılması:Anayasamızın, seçimlerin serbestliğini ve dürüstlüğünü sağlama amacıyla kabul ettiği önemli bir ilkede, seçimlerin yargı organlarının genel yönetimi ve denetimi altında yapılmasıdır. 

Anayasanın 79. maddesine göre, “seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları,şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz... 

Gerçekten, seçim işlerinin yönetim ve denetimini siyasal organlara bırakmak, seçimlerin dürüstlüğü açısından çok sakıncalı olabilirdi. Türkiye'de 1961 Anayasası'ndan önce, milletvekillerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisindeydi. Dolayısıyla, tutanakların kabul veya reddinde siyasal düşüncelerin rol oynadığı görülüyordu. 

1961 ve 1982 Anayasaları, seçimlerin yönetim ve denetimini tarafsız yargı organına vermekle, seçimlerin dürüstlüğünü güvence altına alacak çok önemli bir ilke getirmişlerdir.

3.ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYAT

*Anayasamız siyasi partileri demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak kabul etmiştir. *Siyasi partiler önceden izin alınmaksızın kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içinde faliyetlerini sürdürürler.

*Parti üyesi olmak için 18 yaşının ikmal edilmiş olması gerekmektedir.

Siyasi Partilerin Faaliyetlerine İlişkin Olarak Getirilen Sınırlamalar:

a)Siyasal partilerin amaçlarına ilişkin yasaklar:

1961 ve 1982 Anayasaları, siyasal parti faaliyetleri konusunda, siyasal alanı anayasa ile sınırlandırmış, 

yani “militan demokrasi yada mücadeleci demokrasi” anlayışını tercih ermiştir. 

Mücadeleci Demokrasi: Özgürlükçü demokrasiyi ortadan kaldırmak amacında olan akımlara, meşru siyasal faaliyet alanını kapatan demokrasi anlayışıdır.

82 Anayasasının 1995 de yapılan değişikliği ile m.68/4 de “siyasi partilerin tüzük ve programları ile 

eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne , insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğü savunmayı veya yerleştirmeyi amaçlayamaz, suç işlenmesini teşvik edemez.” 

1982 Anayasasının 68. maddesinin 4. fıkrasındaki yasaklar daha detaylı incelenirse, bu hükümlerin

siyasi partileri şu faaliyetler bakımından sınırladığını görürüz:

a)Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü; ilkesi devletin dış bağımsızlığının ve ülke bütünlüğünün 

korunmasını, azınlık yaratılmasının önlenmesini,bölgecilik ve ırkçılık yasağı gibi eşitlik ilkelerinin korunması hususlarını kapsamaktadır.

b)Cumhuriyetçilik ilkesi: bu ilke, monarşik partileri yasaklamaktadır.

c)Demokratik devlet düzeni: çok-partili demokrasiyi reddeden her türlü totaliter ve diktacı partileri 

yasaklamaktadır.

d)Laiklik: daha önce de gördüğümüz gibi siyasi partiler, devletin sosyal ekonomik, siyasi veya hukuki temel 

düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramazlar.

e)Sınıf veya zümre diktatörlüğünün yasaklanması: Anayasa ile “önlenen, iktidarın bir sınıf egemenliği 

kurmak yolunda kullanılması ve bir tek sınıfın bütün yetkili organlar eliyle kullanılabilecek egemenliği ele geçirip öbür sınıfları egemenliğin kullanılmasına o veya bu şekilde katılmaktan alıkoyması, kendi durumunu sürekli ve değişmez kılmasıdır.” 

Sınıfların menfaatlerini temsil eden partiler yasaklanmış değillerdir. Asıl mesele egemenliğin sadece bir sınıfın eli altında olmamasıdır.

b)Siyasi partilerin örgütlenme ve çalışmalarına ilişkin yasaklar:

a)Hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar.” (m. 68/5).

b)Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. (m.69/1).

c)Siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler. (m. 69/2).

d)Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir. (m. 69/3).

e)Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz. (m. 69/7).

f)Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. (m. 69/8).

g)Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır. (m. 69/9)

h)Anayasa Mahkemesince temelli kapatılan veya siyasi parti siciline kayıtlı bulunan siyasi partilerin isimleri, amblemleri, rumuzları, rozetleri ve benzeri işaretleri başka bir siyasi partice kullanılmayacağı gibi, daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve flamalar da siyasi partilerce kullanılmaz.
SHARE

Çaresizseniz Çare Biziz

Her telden paylaşımlar.

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum: